Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

kara gün dostu

  • 1 kara gün dostu

    ве́рный / пре́данный друг, друг на все времена́

    Türkçe-rusça sözlük > kara gün dostu

  • 2 kara gün dostu

    a friend in need, true friend

    İngilizce Sözlük Türkçe > kara gün dostu

  • 3 kara gün

    Not f
    \kara gün dostu ein Freund in der Not

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > kara gün

  • 4 kara

    kara1 Land n; Festland n; Erd-;
    kara birlikleri Heerestruppen f/pl;
    kara iklimi Landklima n;
    karadan auf dem Landweg; zu Lande;
    karaya ayak basmak, karaya çıkmak an Land gehen, landen;
    karaya oturmak auflaufen, stranden;
    karaya vurmak an Land gespült werden
    kara2 schwarz; dunkel(häutig); fig unheilvoll, bös, finster, schwarz;
    kara gün dostu Freund m in der Not;
    kara haber Hiobsbotschaft f;
    -i kara listeye almak fig auf die schwarze Liste setzen;
    -e kara sürmek (oder çalmak) jemanden anschwärzen, verleumden;
    kara para schwarzes Geld;
    kara yağız schwarzbraun; fig kräftig, stämmig;
    kara(lar) bağlamak (oder giymek) sich schwarz kleiden, Schwarz tragen

    Türkçe-Almanca sözlük > kara

  • 5 kara

    "1. black. 2. dark-complexioned, swarthy. 3. phot. negative. 4. bad; unlucky. -lar bağlamak to put on mourning; to wear mourning. - beniz/benizli swarthy, dark-complexioned. - cahil grossly ignorant. - cümle colloq. the four arithmetical operations. - çalı person who breaks up a friendship by carrying tales. - çalmak /a/ to slander. -ları çıkarmak to come out of mourning. - damaklı obstinate. - damar anat. vein. -sı elinde slanderer, maligner. - et lean meat. -lar giymek to put on mourning; to wear mourning. - gün black day; time of trouble. - gün dostu true friend, friend who sticks by you when you´re in trouble. - haber news of a death or disaster. -/kötü haber tez duyulur. proverb Bad news travels fast. - haberci bringer of bad news. - kaplı kitap colloq. 1. one´s chief reference book, one´s bible. 2. law book. - kara düşünmek to brood. - kaş (someone) who has big black eyebrows. (aralarından) - kedi geçmek (for two friends) to start behaving coolly to each other. - kuru swarthy and skinny. - kuvvet the forces supporting reaction and religious fanaticism. - liste blacklist. - listeye almak /ı/ to blacklist. - maşa small, dark, and thin girl or woman. - mizah black humor. - oğlan 1. swarthy boy. 2. gypsy. - sakız pitch. - sürmek /a/ to slander, blacken (someone´s) reputation. - tahta blackboard. - talih misfortune, bad luck. - toprak black soil, chernozem. - yağız swarthy (young man). - yas deep mourning. - yüz dishonor, disgrace, ignominy. - yüzlü dishonored, disgraced, in disgrace."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kara

  • 6 dost

    1.

    can dostu — серде́чный друг

    kara gün dostu — ве́рный / пре́данный друг; друг в беде́

    kırk yıllık dost — ста́рый / да́вний друг

    2) покло́нник (кого-чего-л.)

    çocuk dostu — друг дете́й

    kitap dostı — книголю́б

    sanat dostu — покло́нник иску́сства

    3) разг. любо́вник, любо́вница
    2.
    дру́жественный, дру́жеский; дружелю́бный

    iki dost devlet — два дру́жественных госуда́рства

    ••

    dost ağlatır, düşman güldürür — посл. друг говори́т го́рькую пра́вду, враг льстит

    dost başa, düşman ayağa bakar — посл. друг смо́трит в лицо́, враг - на́ ноги

    dost kara günde belli olurпосл. друг познаётся в беде́

    dost acı söylerпосл. друг говори́т го́рькую пра́вду

    dostun attığı taş baş yarmazпосл. ка́мень, бро́шенный дру́гом, го́лову не проло́мит

    - dostlar alışverişte görsün diye
    - dostlar başından ırak!
    - dost edinmek
    - dost kazığı
    - dost olmak
    - dost tutmak

    Türkçe-rusça sözlük > dost

  • 7 iyi

    "1. good. 2. plentiful, abundant. 3. in good health, well. İ-si.... The best thing is.... -ye çekmek /ı/ 1. to put a good interpretation on. 2. to consider (something) to be a good omen. - dilek good wishes. - dilekte bulunmak /a/ to wish (someone) well. - dost kara günde belli olur. proverb It´s when you´re in trouble that you learn who your real friends are. - etmek 1. /ı/ to cure, heal. 2. to do the right thing; to act wisely. 3. /ı/ slang to rob. 4. /ı/ slang to get even with (someone), give (someone) his comeuppance. - gelmek /a/ 1. to suit, fit. 2. (for a medicine, a treatment) to help, be beneficial, work. 3. to bring good fortune. - gitmek 1. to go well. 2. /a/ to suit. - gözle bakmamak /a/ to have a bad opinion of. - gün good times, prosperity. - gün dostu fair-weather friend. - gün görmüş (someone) who knows what prosperity is, who has enjoyed prosperous times. - hal belgesi/kâğıdı certificate of good conduct. - hoş amma.... That´s all very well but.... - insan sözünün üstüne gelir. proverb A person who appears while he is being talked about is a good person. -siniz inşallah. colloq. I hope you are well. - iş altı ayda çıkar. proverb It takes time to do a job well. - iş belgesi good letter of recommendation (for an employee). - iş doğrusu! colloq. What a queer thing! -den iyiye thoroughly, completely. -ye iyi, kötüye kötü demek to call a spade a spade, speak plainly, be forthright. - kalpli goodhearted, kind. - ki.... It´s good that.../Fortunately,.... - kötü 1. somehow, in some way or other. 2. not bad, fairly good. -si mi.... The best thing to do is.... - olacak hastanın hekim ayağına gelir. proverb If it is fated for things to go well, they will go well. - oldu da.... It´s good that.../Fortunately,.... - olmak 1. to recover. 2. (for something) to go well, suit one´s purpose. 3. to be good, be favorable. - saatte olsunlar the djinns. - söylemek /için/ to praise."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > iyi

См. также в других словарях:

  • kara gün dostu — is. Sıkıntılı günlerde de dostluğunu sürdüren ve yardımcı olan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kara gün — is. Üzüntülü, sıkıntılı zaman Birleşik Sözler kara gün dostu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kara gün kararıp kalmaz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gün — is. 1) Güneş Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı. M. Ş. Esendal 2) Güneş ışığı 3) Gündüz Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş. H. Taner 4) Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre Kız… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dost — is., Far. dūst 1) Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı Dostlar beni hatırlasın. Âşık Veysel 2) Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»